Enter your email address below and subscribe to our newsletter

Pisagor Kimdir? Pisagor’un Çalışmaları ve Felsefesi

Share your love

Pisagor, Antik Yunan dünyasında matematiksel buluşları ve felsefi düşünceleriyle bilim tarihine yön vermiştir. Matematik alanında Pisagor un yaptığı çalışmalar ve ortaya koyduğu teoriler, sistematik düşüncenin temellerini oluşturur. Felsefi öğretileri, sayıların doğası ve evrenin düzeni üzerine geliştirdiği görüşlerle birleşmiştir. Pisagor Teoremi ile geometriye kazandırdığı temel ilke, günümüz eğitim müfredatlarında hâlâ merkezi konumda yer alır.

Kurduğu Pisagor Okulu ise yalnızca sayılarla ilgili bilgiler sunmakla kalmamış, aynı zamanda doğa, ahlak ve siyaset konularında da çok yönlü eğitimler sağlamıştır. Pisagor’un bilimsel ve felsefi mirası, Pisagorun buluşları ile bilrikte matematik ile felsefeyi bütüncül bir yaklaşımla ele alan disiplinli bir öğreti sisteminin temel yapı taşlarını oluşturur.

Pisagor’un Hayatı ve Eğitim Yılları

xr:d:DAFhpm9jXw8:3877,j:8368101590013229376,t:23122607

MÖ 570 yılında Samos Adası’nda doğan Pisagorun hayatı, çocukluk döneminde bilimsel araştırmalara ve felsefi sorgulamalara yoğun ilgi göstermesiyle şekillenmiştir. Eğitim süreci, dönemin önde gelen düşünürlerinden alınan derslerle başlamıştır. Bilgi birikimini artırmak amacıyla Mısır ve Babil gibi bilimsel gelişmelerin merkezi konumunda olan coğrafyalara seyahat etmiştir. Mısır’da tapınak rahiplerinden öğrenilen geometri ve astronomi bilgileri, düşünsel altyapının oluşmasında belirleyici rol oynamıştır.

Babil’de edinilen sayılarla ilgili matematiksel veriler, özellikle sayıların yapısı ve işlevleri konusundaki ilgiyi derinleştirmiştir. Bu süreç sonunda sayılar, yalnızca hesaplama aracı değil, aynı zamanda evrenin düzenini anlamada temel araç olarak tanımlanmıştır. Tüm bu deneyimler sonucunda geliştirilen bilimsel yaklaşım, sayıların merkezde olduğu bütüncül bir evren anlayışı üzerine kurulmuştur.

Pisagor, edindiği bilgileri sistemli biçimde aktarmak amacıyla Güney İtalya’da yer alan Kroton kentinde kendi okulunu kurmuştur. Pisagor Okulu, yalnızca matematik ve geometri değil, aynı zamanda etik, siyaset teorisi ve kozmoloji gibi alanlarda da yoğun eğitim programları uygulamıştır. Öğrencilere aktarılan bilgiler ve benimsediği düşünsel ilkeler, yaşamı boyunca bilge kimliğini korumasını sağlamıştır.

Pisagor Teoremi Nedir?

Pisagor un matematiğe katkıları düşünüldüğünde, akla gelen en somut bilgi Pisagor Teoremi’dir. Pisagor Teoremi, dik açılı üçgenlerde kenar uzunlukları arasındaki kesin ilişkiyi tanımlar. Teorem, dik açıya komşu iki kenarın kareleri toplamının, hipotenüs kenarının karesine eşit olduğunu belirtir.

Geometrik ifadeyle, dik açılı üçgende yer alan kısa kenarlar “a” ve “b” olarak adlandırıldığında, hipotenüs “c” kenarı için geçerli olan formül: a² + b² = c² şeklinde tanımlanır.

Bu formül, her karede alan hesaplamasıyla birlikte, bilinmeyen kenar uzunluklarının hesaplanmasını sağlar. Dik üçgene ait her kenarın üzerine kare çizildiğinde, kısa kenarlara ait iki karenin toplam alanı, uzun kenar üzerine çizilen karenin alanına eşit hale gelir. Pisagor tarafından geliştirilen bu formül, dik açılı üçgenin kesin yapısal ilişkisini açık ve ölçülebilir şekilde tanımlar.

Pisagor’un Sayılara Yüklediği Anlam

Pisagor tarafından geliştirilen sayı anlayışı, yalnızca matematiksel hesaplamalarla sınırlı kalmamıştır. Sayılar, evrenin yapısını, işleyişini ve düzenini açıklayan temel ilkeler olarak tanımlanmıştır. Pisagor tarafından oluşturulan öğreti sisteminde her sayı, belirli bir evrensel prensibi temsil etmiştir. Sayıların düzeni, fiziksel dünyadaki tüm varlıkların oluşumunu, ilişkilerini ve sürekliliğini açıklama amacı taşımıştır.

Bu yaklaşımda sayılar, salt araçlar değil, evrensel düzenin özünü temsil eden kesin yapılar hâline gelmiştir. Sayılara yüklenen bu anlam, hem metafizik hem felsefi hem de bilimsel düşüncenin birleştiği sabit bir zemine dayanmıştır. Pisagor’un sayı merkezli düşünce sistemi, evrende rastlantıya yer vermeyen, matematiksel kurallarla tanımlanabilir bir düzenin varlığını açık şekilde ifade etmiştir..

Pisagorculuk Nedir? Kuralları ve İnanç Sistemi

Pisagor hakkında bilgi edinirken, Pisagorculuğa da değinmek gerekir. Pisagorculuk, MÖ 6. yüzyılın ikinci yarısında Kroton kentinde Pisagor tarafından kurulmuştur. Bu öğreti sistemi, Antik Yunan felsefesinde Doğu geleneğine karşılık gelen Batı düşüncesini temsil etmiştir. Pisagorculuk, felsefi, bilimsel ve teolojik yaklaşımların bütünleştiği yapısal bir sistem oluşturmuştur. Pisagor tarafından kurulan okul, zamanla disiplinli bir düşünce sistemi hâline gelerek organize bir öğreti topluluğuna dönüşmüştür.

Pisagorcu yaklaşımda madde değil, form öncelik kazanmıştır. Niteliksel açıklamalar yerine nicel kavramlar, fiziksel gözlemler yerine matematiksel yapı analizleri benimsenmiştir. Bu düşünce doğrultusunda varlıkların yapısı, işlevi ve amacı ancak matematiksel ilkelere dayandırılarak açıklanabilir hâle getirilmiştir.

İyonya okulunun filozofları doğayı fiziksel nedenlerle açıklarken, Pisagorcular evrenin işleyişinde sayısal ilkeleri temel almıştır. Bu nedenle İyonya filozofları “physici”, Pisagorcular ise “mathematici” olarak tanımlanmıştır. Pisagorcular, gerçekliğin tüm yönlerini anlamanın yöntemini sayı ve oranlara dayandırarak, matematiksel düşünce geleneğini başlatmıştır. Bu gelenek daha sonra Platon felsefesiyle güç kazanmış, Kartezyen düşünceyle zirveye ulaşmıştır.

Pisagorcular, sayıların yalnızca açıklayıcı bir araç değil, doğrudan evrenin özü olduğunu savunmuştur. Bu görüş doğrultusunda sayı temelli bir metafizik anlayışı geliştirilmiştir. Philo-sophia (bilgelik sevgisi) kavramı, literatürde ilk kez Pisagor tarafından kullanılmıştır. Sophos terimi Homeros metinlerinde yer almakla birlikte, bilgiye sevgiyle yaklaşma anlamında philosophos ifadesiyle ilk bütünlük Pisagor düşüncesinde oluşturulmuştur.

Pisagor düşüncesinde insan üç kategoriye ayrılmıştır: ün peşinde koşanlar, maddi çıkarları amaç edinenler ve bilgi arayışında olanlar. Pisagor, kendisini yalnızca bilgi arayışında olan bir philosophos olarak tanımlamıştır. Felsefe, Pisagor düşüncesinde theorikos bios (teorik yaşam) adıyla tanımlanmıştır. Bu yaşam biçiminde bilgi arayışı ve evrenin doğasını açıklama çabası merkezi bir rol üstlenmiştir.

Pisagor öğretisine göre her varlık, niceliksel bir yapıyla tanımlanmıştır. Bu yaklaşım, evrenin yalnızca sayılarla anlaşılabileceği yönündeki kesin kabule dayanır. Modern bilimin temelini oluşturan bu düşünce, doğa olaylarının açıklanmasında mitolojik unsurlar yerine matematiksel sistemleri merkeze almıştır. Pisagor öğretisinde akıl yoluyla test edilmemiş bilgiler geçerli kabul edilmemiştir. İyonya okulunun düşünce sisteminde spekülasyonlar ön planda yer alırken, Pisagorculuk kesin verilerle temellendirilmiş matematiksel ilkeleri öncelemiştir.

Pisagorcuların evren anlayışında merkezde sürekli yanan bir ateş yer almaktadır. Tüm göksel cisimler, bu ateşin etrafında sabit bir düzende döner. Göksel küreler küresel biçimdedir fakat kendi eksenleri etrafında dönmezler. Dünya, merkez çevresinde dönen bir küre olarak kabul edilmiştir. Ancak kendi ekseninde dönmediği için merkezdeki ateş görünmez hâlde kalır. Evren modeli içinde sırasıyla karşı dünya, ay ve gezegenler yer alır. Bu sistem, geometrik düzenin evrensel hareketle birleştiği kesin bir kozmoloji modeli sunar.

Pisagor öğretisinde nihai hedef, insanın ruhsal olarak arınması ve beden-ruh göçüne bağlı zincirden kurtulmasıdır. Ahlaki kurallara uymayan bireylerin ruhları, ölümden sonra aşağılayıcı bir hayvan bedenine aktarılır. Bu süreç, ruhun ilerleyişine ket vurur. Pisagorcu topluluk yalnızca dini bir yapı olmamış, aynı zamanda siyasi hedefler belirleyen örgütlü bir yapı oluşturmuştur. Bu sistem, Güney İtalya’daki Kroton ve çevre kentlerde uzun süre siyasal egemenliği sürdürmüştür. Pisagor, kurduğu cemaatin siyasal kararlarıyla tam uyum içinde hareket etmemiştir. Kroton’dan uzaklaşmasının temel nedeni bu uyuşmazlık olmuştur. Ölüm, Kroton dışındaki bir yerleşimde gerçekleşmiştir.

Pisagor’un Bilim ve Felsefeye Katkıları

Pisagor’un bilim ve felsefe alanında oluşturduğu düşünce temeli, evrenin yapısına dair geliştirdiği kesin ilkelerin sistematik biçimde aktarılması sayesinde günümüze ulaşmıştır. Matematikte formüle ettiği Pisagor Teoremi, yalnızca geometrik hesaplamalarda değil, modern mühendislik ve fizik kuramlarında da temel rol oynamaktadır.

Sayılara yüklediği anlam ise yalnızca teknik hesaplamaların ötesine geçmiş ve felsefi kavramlaştırmalarda derin etkiler yaratmıştır. Sayıların evrensel düzeni yansıttığına dair kabul, sonraki felsefi sistemlerin oluşumunda doğrudan etki üretmiştir. Orta Çağ düşünürleri, Pisagor felsefesinden etkilenerek matematiksel kavramları felsefi çerçevelere yerleştirmiştir.

Özellikle Platon, Pisagor’un sayılara dayalı evren anlayışını kendi düşünce sistemine doğrudan taşımıştır. Sayı merkezli bu yaklaşım, bilimsel araştırmalarda kesinliğe dayalı modellerin geliştirilmesini sağlamıştır. Pisagor’un felsefi ilkeleri, kuantum fiziği gibi çağdaş bilim alanlarında bile düşünsel ilham kaynağı oluşturmaktadır.

Pisagor’un Müzik ve Astronomi Alanındaki Görüşleri

Pisagor’un müzik alanındaki yaklaşımı, seslerin matematiksel oranlarla açıklanabileceği temeline dayanır. Demircilerin farklı ağırlıktaki çekiçlerle örse vurmaları sonucunda çıkan sesleri karşılaştırarak, bu sesler arasında kesin oranların bulunduğu gözlemlenmiştir. 1:1, 2:3 ve 3:4 gibi oranlar, seslerin kulağa uyumlu gelmesini sağlayan belirli akustik düzenleri tanımlar. Bu oranlar sayesinde müzikte armonik yapılar oluşturulmuştur. Pisagor, bu matematiksel ilişkiyi monokord adı verilen tek telli bir çalgı üzerinde sistematik deneylerle kanıtlamıştır. Tel uzunluğunun 1/2 oranına indirilmesiyle bir oktav, 2/3 oranına indirilmesiyle tam beşli, 3/4 oranına indirilmesiyle ise dörtlü nota elde edilmiştir.

Astronomi alanında geliştirilen görüşler, evrenin sayısal ve uyumlu yapıda olduğunu savunur. Gök cisimlerinin hareketleri, matematiksel kurallarla tanımlanmış kesin bir düzene dayanır. Evrendeki küresel yapılar belirli oranlarla hareket eder ve bu hareketler, müzikteki armonilere benzer şekilde uyum içinde gerçekleşir. Dünya’nın küresel yapıda olduğu ve diğer gezegenlerle birlikte döndüğü yönündeki tez, Antik Yunan düşüncesinde ilk kez Pisagor tarafından ortaya konulmuştur. Bu yaklaşım, evrenin nicel ilkelerle açıklanabileceğini kesin biçimde ortaya koymuştur. 

Pisagor’un Modern Bilime Etkileri

Screenshot

Pisagor’un oluşturduğu düşünsel miras, modern bilimde özellikle matematik, astronomi, müzik teorisi ve bilim felsefesi alanlarında etkisini sürdürmektedir. Pisagor Teoremi, güncel geometri kuramlarında ve mühendislik hesaplamalarında temel referans noktası hâline gelmiştir. Sayıların evrensel dili temsil ettiğine dair sav, bilimsel yöntemin yapı taşlarını belirleyen ilkelerden biri olarak konumlanmıştır.

Sayı merkezli bu felsefe, yalnızca Pisagor’un çağında değil, sonraki dönemlerde de bilimsel düşüncenin yönünü belirlemiştir. Platon tarafından sürdürülen bu anlayış, modern matematiksel modelleme ve analitik düşüncenin temelini oluşturmuştur. Pisagor’un bilimsel yönteme katkısı, deneysel verilerle birlikte teorik çerçeve oluşturulması sürecinde matematiksel tutarlılık arayışını zorunlu hâle getirmiştir.

Pisagor’un Çalışmalarının Aydınlanma ve Bilim Tarihindeki Yeri

Pisagor’un bilim tarihi içindeki yerini aşağıdaki başlıklarla açıklamak mümkündür:

  • Matematikte geliştirdiği Pisagor Teoremi aracılığıyla geometri ve sayı teorisi alanlarının yapısal temelini oluşturmuştur.
  • Sayıları evrende düzeni açıklayan mutlak ilkeler olarak tanımlamış ve bu yaklaşım üzerinden sistematik bilim anlayışını biçimlendirmiştir.
  • Müzik teorisinde, seslerin aritmetik oranlarla tanımlanabilir olduğunu göstererek müziği matematiksel düzenle ilişkilendirmiştir.
  • Astronomide, evrenin yapı ve hareket sistemlerini sayısal kurallarla açıklamış; kozmolojide matematiksel düzen kavramının kurucusu olmuştur.
  • Aydınlanma dönemiyle birlikte, felsefe, matematik ve doğa bilimleri arasındaki geçişleri mümkün kılan düşünsel altyapıyı sağlamıştır.

Pisagor’un düşünce sistemi, soyut felsefi kavramları matematiksel kesinlik ile bütünleştirmiş ve bilim tarihinde ölçülebilir veriye dayalı modelleme anlayışının öncüsü olmuştur.

Share your love
suleymangok62@gmail.com
suleymangok62@gmail.com
Articles: 29

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Stay informed and not overwhelmed, subscribe now!